5 Eylül 2014 Cuma

IT FLIES!! IT FUCKING FLIES!!

"ağız dolusu gülmek" denince aklıma hep annem gelir.

Benim annem o kadar içten güler ki, kulağa cadı kahkahası gibi gelir. Cadıların da her zaman bu yüzden kahkahalarıyla ünlü olduğunu düşünmüşümdür: kötü karakter olabilirler; ama o kadar somurtkandırlar ki sadece gerçekten zevkten dört köşe olduklarında gülerler. O zaman da o kadar içten gülerler ki nefesleri biter, gülmeleri bitemez. Adına da "cadı gülüşü" deriz.



aynı şekilde gülmeyi seven bir de eylül vardır.

eylül dediğin şey, aslında sen sıcaktan haşlanmaya alışıp kendini kızarmış piliç gibi hissederken pencereden içeri giren soğuk bir rüzgardır. gözlerini kapatır, serinliğe kendini bırakırsın ve bunun sen uyurken de devam etmesini umarsın. bazen gerçekten eder. ama çoğunlukla sinir bozucu bir çocuk gibi sana sırıtan, gösterip de vermeyen, ağustosun acı bir devam filmi gibi çektiğimiz o trajedinin adına da işte biz eylül deriz.

***

"ben kız olsam asla sütyen takmazdım" diyen arkadaşıma buradan seslenmek istiyorum: tek bir günlüğüne kız olmadan anlamayacaksın.


ya da diğer arkadaşımın deyimiyle: "memelerin sarkınca, ya da sarkmasa da yürürken hop hop hoplayınca bir daha konuşalım."

benim durumumda bir de "uçları tişörtünden aptal aptal fırlayınca" maddesini ekliyoruz sanırsam.

anlamıyorsun, sevgili arkadaşım, uğraşma, memelerin olmadan anlamayacaksın. o bir güvenlik duvarıdır. o süslü bir gizem aletidir, o ki kızların rahatsız olsa da kullandığı bir silahtır; adına sütyen deriz. ve istisnasız hepimiz, gün boyu eve gelip çıkaracağımız anı beklesek bile her gün üzerimize giyeriz. bunca kız giyiyorsa bir bildiklerinin olması gerektiğini düşünmüyor musun, acaba? örneğin...



yani, bir başka arkadaşın özetle söylediği gibi: "ben kız olsam herkese verirdim bir bu da iki herhalde :D"

***

cem yılmaz derdi ki "amerikadan buraya bir sipariş veriyorsun bir haftada geliyor; hani evrene yolladığın mesajın cevabı ne zaman gelir, bil diye söylüyorum."

bugün Sky-nim'e evrene pozitif sinyaller gönder dediğimde aldığım cevapsa bütün teorilerini çökertebilirdi, sanırım.



#İletilemedi#

***

derler ki, 1000 tane kağıttan kuş katlarsan bir dileğin gerçek olurmuş. her zaman merak etmişimdir; o kadar kuşu katlayıncaya kadar oturup dileğinin gerçekleşmesi için çabalasan zaten 500. kuşa eşdeğer zamanda istediğini elde etmez misin? O kadar kağıda, onların yapıldığı ağaca, o ağaçta yaşayan kanlı canlı kuşlara yazık değil mi? sonradan aklıma gelir, bizde de dileği olsun diye millet türbelere çapıt bağlar, okunmuş su içer, üflenmiş pirinç yutar... hem sen sanıyor musun ki sadece oğlu sınava girecek, kızı evlenecek teyzeler gider oralara??



insanoğlu olarak topluca malız, herhalde.

***



kapıyı açıp bu cisimle karşılaşan oda arkadaşımın parmakla işaret ettiği yerdeki şeyin bir uzun bacaklı örümcek olduğunu düşünerek (bilen bilir, örümcekten korkarım üstelik) elime dosyamı aldım, bıkkın bıkkın dışarı çıkıyordum... "hani nerede" dedim, saldıracaktım ki kendini üzerime saldı...

attığım çığlıktan galiba hala kulaklarım yarı sağır... LANET ŞEY UÇUYORMUŞ LAN!!




bir süredir odada mahsuruz oda arkadaşımlan. neyse, koridorda değil şu anda; ama o cisimin hala dışarıda, hayatta, özgürce kanat çırptığını düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. eğer bizim odaya girerse var ya, Allah yarattı demem... öyle tüyerim ki tozumu bile bulamanız...


***

son olarak bu beni hala şaşırtıyor... Allah aşkına, bu haksızlık değil mi??!


bir de bunun doğruluğuna şapka çıkarıyor, bugünlük burada sonlandırıyorum.... saçmalamanın da bir sınırı olmalı... 


hadi geçmiş olsun, cümlemize. 

4 yorum:

  1. Keske blog yaziyorum hesabına tum sirlarimizi ve gizli yazismalarimizi acik etmesen !!!!!!!!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ORAYA MI TAKILDIN SANKİ YAZIŞMADA SENİN YORUMUN MU VAR Kİ KADIN!! OTL

      Sil
  2. ilk kısma yorum yapmaya dilim pek varmıyor ama iletilemedi güzelmiş B-)

    YanıtlaSil